SÜREKLİ GERGİNLİK DİLİNİ KULLANARAK,“SİYASETE AYAR VERME” HALİNİZDEN ARTIK VAZGEÇİN.
SÜREKLİ GERGİNLİK DİLİNİ KULLANARAK,“SİYASETE AYAR VERME” HALİNİZDEN ARTIK VAZGEÇİN.
"Ülkücü hareket uluslararası bir gücün ve komplonun bir projesiymiş. Ülkücüler de o komplonun piyonuymuş” diyenlerin,
TC ibaresine "Bölücülük ve fitne" diyenlerin...
"Milliyetçiliğin her türlüsünü ayaklar altına aldık" diyenlerin...
"Milliyetçilik slogan atmak, çeşitli sembollerle tezahüratta bulunmak, hoşgörüsüzlüğü bir ideoloji olarak dayatmak hiç değildir" diyenlerin…
"Milliyetçilik şeytandan" diyenlerin...
"Milliyetçilik kafatasçılık" diyenlerin...
Atatürk'ün adını silmeye çalışanların...
Atatürk'ün adını hutbede anmayanların…
Atatürk'e hakaret eden feslileri, fessizleri yerelde, genelde el üstünde tutanların…
Milli mücadele kahramanlarına "Ayyaş" diyenlerin ve daha yakın zamanda Atatürk'e, Cumhuriyet'e "alerjisi olanların" Bakan yapılmasına dahi sessiz kalıp, bu zihniyet sahipleriyle bir arada olup, onlarla yol yürüyenler, geçmişteki eylem ve söylemleri unutup, onların hamiliğini yapanlar, bize “siyaset, hukuk, milliyetçilik” dersi vermeye kalkışmasın!
Terör örgütü mensubu Osman Öcalan, TRT’ye çıkarılırken, ortaklarına toz kondurmayanların…
Sessizliğe bürünenlerin…
Terörist Abdullah Öcalan’ın, İstanbul seçimlerine yönelik sözde mesajlarını dillendirip, seçim rantı için "Terörist başı anlaşılan odur ki, HDP' nin istismarına müdahale etmek, hatta önüne geçmek maksadıyla tarafsızlık çağrısı yapmıştır” şeklinde açıklama yapanları, yani yerine ve zamanına göre şekil alanları bu millet gördü.
Şimdi aynaya bakmayıp, sürekli sağı solu “ikaz etme” yarışına girenlere sesleniyoruz;
Düşüyorsunuz!
Halk gerçeklerinden uzak siyasetinizin sonucu her geçen gün daha da düşüyorsunuz.
Halkın gözünden düşüyorsunuz, ama ne hikmetse ortağınızla birlikte hala “uçtuğunuzu” zannediyorsunuz!
Tavsiyemiz ortağınızı ikna edip, bundan önceki dönemlerde yaptığınız gibi “seçim çağrısı geleneğinizi” sürdürmenizdir. Yani size yakışanı yapmanızdır!
Hali hazırda “uçarken” bunu yapmanız, hem sizin hem de ortağınızın yararınadır.
O zaman kim tepetaklak düşüyor, kim acı gerçekle karşı karşıya kalıyor bu da ortaya çıkacaktır.
Çünkü halkımız gerçekleri görüyor ve her şeyin farkında.
Bu toplumdan uzak, halkın gerçeklerinden bihaber, hem yakındaki feryatları hem de uzaktaki feryatları göremeyecek kadar hipermetrop ve miyop haliniz, vatandaşın isyanına duyarsızlaşan, sarayı saraydan ve saray sevdalılarından daha fazla savunan bu durumunuz neticesinde kimin bu ülkeye, vatandaşa ihanet ettiği, halkın geleceğinden çok, koltuk ve kişilerin geleceğini düşündüğü de ortada…
Sürekli gerginlik dilini kullanarak, “siyasete ayar verme” halinizden artık vazgeçiniz.
Çünkü ülkeye, millete bir faydası yok.
Millet yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla boğuşurken, geçim derdi ile uğraşırken, TL her geçen gün pul edilirken, insanlar umutsuzluğa hapsedilirken, bu duruma aldırmayan, gerçekleri görmeyen, siz ve ortağınız milletin güzünden tepetaklak düşüyorsunuz!
Bizler farkındayız, gündemi değiştirme gayretlerinizin altında yatan gerçeklerin. Halk da farkında.
Bu yüzden o gergin haliniz ve tavrınızdan, hoşgörüden uzak, kutuplaştıran dil ve üsluptan vazgeçiniz. Milletin derdi ile dertleniniz…
Millet ekonomik sıkıntı çekerken, millet “açız” diye feryat ederken, intiharlar yaşanırken, ekonomik sıkıntı milleti sarmışken başka şeyler peşinde koşan, milletin sesine uzak bu bakış açınız, yani bu ayıp size yeter.
Bunun yanında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımızın yanındayız. Başkanımızın arkasında halk var ve bunun da farkındayız. Bu konuda da Genel Başkanımız gereken cevabı vermiştir. O açıklamada anlayan için çok mesaj içerir.
Peki, ne demiştir Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu?
“Bir siyasi partinin Genel Başkanı olarak kendinizi bir başka yere vakfetmişseniz, yani AKP'nin altında bir yerde kendinizi konumlandırmışsanız ve AKP kazansın diye kendi partinizi ve Ülkücüleri tümüyle feda etmeye hazır bir pozisyon takınmışsanız siz artık siyaset üretemezsiniz. Mümkün değil. Siyaseti başkaları üretir, size empoze ederler, 'Buraya saldırın' derler, sen gidersin o görevini yaparsın. Bahçeli'nin düştüğü pozisyon budur. İnanın Bahçeli'nin düştüğü pozisyona üzülüyorum."
İşte gerçekler bunlar, hal böyle olunca doğru söze ne denir?
Ümit ÖZER
CHP Kayseri İl Başkanı