Bugün Öğretmenler Günü.

Bugün Öğretmenler Günü.

Ne yazık ki Öğretmenler de yıllardır bu günlerini doyasıya kutlayamıyor. 

Nedeni açık.

Nedeni belli.

Evet, bu gün Öğretmenler Günü, anlatacak çok şey var.

Ama, size Fedai Öğretmen’den bahsetmek isterim.

Daha doğrusu Fedai Öğretmenler’den…

Yani atanmayan öğretmenlerden…

Atamaları yapılmayan öğretmenlerden.

Ne yazık ki, ailelerinin büyük sıkıntılarla okuttuğu bu öğretmenlerimiz, hayatta kalmak için ağır işlerde çalışmak zorunda kalıyor.

Bu durum da acı haberleri beraberinde getiriyor.

İşte bu öğretmenlerden biriydi; Beden Eğitimi Öğretmeni 23 yaşındaki Fedai Altun.

Ataması yapılmadığı için bir inşaatta çalışmak zorundaydı.

Ekmek parası için…

Fedai’nin babası, Fedai 40 günlükken hayatını kaybetti.

Annesi de onu terk etti.

“Kardeşimin emanetiydi” dedi amcası…

Fakirliğine aldırmadan O büyüttü.

Çobanlık yaptı, çocuklarından ayırmadı.

Peki ne oldu?

KPSS’de 80 üstü puan almasına ve Türkiye 888'incisi olmasına rağmen ataması yapılmadığı için inşaatlarda çalışan, Fedai Öğretmen elektrik akımına kapılarak can verdi.

Fedai Öğretmen, kendisi gibi diğer arkadaşlarının da yaşadığı haksızlıkları çok duyurmaya çalıştı, ama kavuşamadı o da hayallerine ve Fedai Öğretmen’in de dediği gibi “hayalleri çalındı” yaşamdan koparıldı!

Tıpkı diğer arkadaşları gibi.

Evet, işte bu acı tablonun sorumlusudur, bu duruma seyirci kalanlar ve göz yumanlar…

Çevremizde birçok Fedai Öğretmen varken, bu feryatlara kulak kapatanlardır asıl sorumlular.

Millet aşsız, işsizken, umutsuzken yandaşlarına bol bol ihaleler, 3-5 maaş verenlerdir sorumlular…

Mülakatlarla adaletsizliklere sebep olanlardır.

Liyakati bitirip, torpili geçim ve rant kaynağı yapanlardır sorumlular…

Evet, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi bu iktidar, “Gençlerimizin önce hayallerini sonra hayatlarını çaldı"

Ama umutsuzluk yok. 

Halkın iktidarında sözümüz var;

Ve Fedai Öğretmen’in ve diğer öğretmenlerimizin anısı önünde and olsun ki, torpili, ballı işleri, ballı maaşları, mülakatı bitireceğiz.

Hakça bir düzen gelecek.

Sözümüz söz; bu memlekete halkın partisi ile hak, hukuk, adalet gelecek…

Evet, birileri yine çıkacak her 24 Kasım’da olduğu gibi bu günde sözler verecek, süslü cümleler kuracak, öğretmenlere de pembe tablo çizecek…

Gerçekleri teğet geçecek, yine göstermek istemeyecek.

Ne yazık ki, OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralarda eğitim emekçileri…

Eğitim emekçilerinin de aldıkları maaşlar, tıpkı toplumun tüm kesimleri gibi insanca yaşam seviyesinden giderek uzaklaşıyor.

Verilen sözler havada kalıyor. 3600 ek gösterge sözü bile ne yazık ki, AKP tarafından seçim kozu olarak kullanılmış ve öğretmenlerimizin de umutları ile oynanmıştır.

Tıpkı, polisler gibi…

Sağlık çalışanları ve diğer kamu çalışanlarında olduğu gibi…

Bunun yanında Öğretmenlerimiz de sözleşmeli, ücretli, kadrolu diye birbirinden ayrıştırılmış, ötekileştirilmiştir.

Emek sömürüsüne maruz bırakılmıştır.

İşte AKP gerçekleridir bu adaletsiz düzen.

Yapılan bazı araştırmalarda da öğretmenlerin yüzde 93'ü “Öğretmenlik, saygın bir meslek olma özelliğini kaybetti” görüşünde.

Her 100 öğretmenden 47'si kendi çocuğunun eğitim ihtiyacını karşılayamıyor.

Öğretmenlerin yüzde 44'ü ev kredisi, yüzde 30'u araç kredisi, yüzde 25'i eğitim kredisi ödüyor.

Yüzde 29'u esnafa, yüzde 35'i şahıslara nakit olarak borçlu yaşıyor.

Öğretmenlerin yüzde 37'si kredi kartlarının sadece asgari ödemesini yapabiliyor.

Öğretmenlerin yüzde 3'ünün maaşında icra var. Yüzde 8'inin maaşına en az bir kez icra gelmiş durumda.

Öğretmenlerin yüzde 75'i borçları nedeniyle mesleki verimlerinin düştüğünü söylüyor.

Ve en acı tablolardan birisi de Öğretmenlerin, yüzde 86'sı kesinlikle çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor!

Öğretmenlerin yüzde 46'sı görevden alınma korkusu yaşadığını söylüyor. Öğretmenlerin yüzde 83'ü yönetici olmak için mutlaka torpile ihtiyaç olduğunu savunuyor. Yüzde 48'i yöneticiler tarafından öğretmenlere siyasi baskı yapıldığını düşünüyor.

Öğretmenlerin yüzde 59'u gelecekten umutlu değil.

İşte bu düşündüren, acı tablonun sorumlusu belli.

Bu tablonun sorumlusu, isminde “Adalet” olup, adaletsizlikleri ile rekorlar kıran AKP’dir.

Bu tablonun sorumlusu adında “Kalkınma” olup, sadece kendilerini ve yandaşlarını kalkındıran AKP’dir.

Bu tablo ülkemizde her alanda yaşanmaktadır.

Ancak, umutsuzluk yok. Çünkü geliyor gelmekte olan. Bu yalan, talan ve adaletsiz düzen bitecek.

Bu kapsamda her geçen yıl bilimsel eğitimden uzaklaşan AKP’ye, çağ dışı politikalarına ve diğer bütün olumsuzluklara rağmen Öğretmenlere “Yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır” diyerek, büyük sorumluluk yükleyen Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bıraktığı mirasa sahip çıkarak ve yine Atatürk’ün dediği gibi "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller" yetiştirmek için canla başla çalışan, ülkemizin geleceği için mücadele veren tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü yürekten kutluyorum. Güzel günler yakın diyorum.

Ümit ÖZER

CHP Kayseri İl Başkanı

Yorumlar