CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VELİ AĞBABA: İŞÇİ, İŞSİZ VE EMEKLİ DÜŞMANI BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ!
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VELİ AĞBABA: İŞÇİ, İŞSİZ VE EMEKLİ DÜŞMANI BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ!
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VELİ AĞBABA’DAN BÜTÇE KONUŞMASINDA AKP’YE SERT SÖZLER!
SGK’DA ‘KARA DELİK VAR’ DİYENLER TÜRKİYE’Yİ KARA DELİK GİBİ YUTTU!
İŞÇİ, İŞSİZ VE EMEKLİ DÜŞMANI BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesiyle ilgili Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada Bakan Vedat Bilgin ve AKP’li vekilleri sert sözlerle eleştirdi.
“İşçi, işsiz ve emekli düşmanı bir iktidarda karşıyayız” diyen Ağbaba, TÜGVA yolsuzluklarını hatırlattı, AKP’li vekiller Ağbaba’nın konuşmasını engellemeye çalıştı.
SGK’da ‘kara delik var’ diyenler Türkiye’yi kara delik gibi yuttu
Veli Ağbaba’nın konuşmasından satır başları şunlar:
“AKP, SGK ile ilgili kanunları çıkarırken “kara delikleri kapatıyoruz” demişti. Türkiye, hatta dünya siyasi tarihinin en büyük kara deliği AKP iktidarıdır. 19 yılda AKP’nin yutmadığı değerimiz, birikimimiz neredeyse kalmadı. Dış politikada 90 yıllık hariciye geleneğimizi yuttunuz. Osmanlı’dan beri gelen kutsal saydığımız vakıf kültürümüzü yuttunuz. Vakıf, vakfetmek, yani ihtiyaç sahiplerine sahip çıkmadınız. Vakıflar aracılığıyla fakir fukaranın kamu malına çöktünüz. Kurumları yuttunuz, Merkez Bankasını yuttunuz, En son Boğaziçi geleneğini atadığınız rektörle yuttunuz. Ahlakı yuttunuz, ahlakı. Dezenfektan satan Bakan, 10 bin dolar alan siyasetçi, Sedat Peker’le barışmak için araya gazeteci sokan İçişleri Bakanı, uyuşturucu baronlarına kadın servisi yapanlar, yine uyuşturucu baronunu cezaevinden çıkaranlar, fakir fukaranın 128 milyar dolarını yuttu. SGK’da kara deliği söyleyenler Türkiye’yi kara delik gibi yuttu.”
Gocunuyorsan gocun! Mafyadan 10 bin dolar alan milletvekili kim?
CHP’li Ağbaba’nın “ahlakı bitirdiniz” sözlerine Trabzon Milletvekili Salih Cora tepki gösterince komisyonda tartışma çıktı. İşte tutanaklara yansıyan ifadeler:
VELİ AĞBABA – Memlekette ahlakı bitirdiniz, ahlakı; hâlâ kadın servisi yapanlar içinizde barınıyorsa, hâlâ mafyayla iş birliği yapanlar…
SALİH CORA – Sen nerelerden besleniyorsun, onu söyle.
VELİ AĞBABA – Bundan utanmanız lazım, sadece onu söyleyeyim.
SALİH CORA – Terbiyeli olsun, terbiyeli.
VELİ AĞBABA – Gocunuyorsan gocun, utanıyorsan utan.
SALİH CORA – Ben niye gocunayım! Hangi vakıflardan besleniyorsun sen, hangi vakıflardan?
VELİ AĞBABA – Gocunuyorsan gocun! Mafyadan 10 bin dolar alan milletvekili kim?
SALİH CORA – Kimse çık söyle!
VELİ AĞBABA – Ya da İçişleri Bakanı gazetecileri mafyayla barışmak için devreye soktu mu, cevabını ver!
VELİ AĞBABA –Susturun bunu!
SALİH CORA – Kimse söylesin.
VELİ AĞBABA – Ucu dokunuyor mu sana, dokunuyor mu sana?
Sosyal güvenlik sistemi içinden çıkılmaz bir hale geldi
“2008’de yeniden yapılandırılarak yürürlüğe giren 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu üzerinden 14 yıl geçti, AKP iktidarı üzerinden 19 yıl geçti. Görüyoruz ki, 19 yıldır açıkları kapatmak şöyle dursun, açık neredeyse 200 katına çıkmış durumda. AKP döneminde uygulanan yanlış politikalar yüzünden sosyal güvenlik sistemi mali açıdan sürdürülebilirliğini kaybetmiş durumda. “Devrim yaptık” diye sunulan sosyal güvenliğin geçmişle kıyaslanamayacak kadar bir devasa kara deliğe dönüştüğünü görüyoruz. Sosyal devlet anlayışına sahip ülkelerde sosyal güvenlik politikalarının asli önceliği vatandaşların işsizlik ve yaşlılık durumlarında gelir güvencesi ve sağlık hizmetlerine erişebilmesidir. Oysa gelinen noktada, devleti bir şirket gibi yönettiği iddia edilen iktidar uyguladığı yanlış politikalar sonucunda sosyal güvenlik sistemini içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.”
AKP’nin SGK açığı, Kılıçdaroğlu döneminin tam 170 katı!
“AKP Genel Başkanı Erdoğan ve AKP sözcüleri 2010 yılından bu yana Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nun genel müdürlük yaptığı SSK kurumu üzerinden partimizi eleştirmektedir. Ayrıca hemen hemen her konuşmasında SSK bir sakız gibi AKP sözcülerinin çiğnediği ve manipüle ettiği bir konu durumundadır. Tüm beceriksizliklerini, tüm eksikliklerini AKP, SSK yalanlarıyla kapatmaya çalışmaktadır. Adeta çeyrek asır öncesini bahane ederek kendi çapsızlıklarını, kendi bilgisizliklerini örtmeye çalışmaktadırlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK yılları bu iktidar döneminde yıllarca en ince ayrıntısına kadar araştırıldı. 1 kuruş usulsüzlük, 1 kuruş yolsuzluk bulunamadı. Ayrıca bu açık verme yalanını rakamlara bakarak da görebiliriz.
- Kemal Kılıçdaroğlu’nun görev yaptığı 1992 ile 1999 yılları (1999’da sadece 2 ay) arasında SSK açığı toplam 2,6 milyar.
- Oysa AKP iktidarı döneminde 2003-2021 yılları arasında SGK’nin toplam açığı 444,5 milyar lira.
Kılıçdaroğlu’nu suçlamak için insanın utanma duygusunu kaybetmesi lazım
“Kılıçdaroğlu’nun görev yaptığı koşullarla bu dönem arasında dağlar kadar fark vardır. Emeklilik şartı o günlerde kadınlarda 20 yıl, erkeklerde 25 yıl ve 5000 prim iş günü çalışma şartına tabiydi.O dönemde kadınlar 38 yaşında, erkeklerse 43 yaşında emekli olma hakkına sahipken, şu an ise emekliliğe ulaşabilme yaşı 65’tir. Prim gün sayısındaki durum benzerdir. 1 Mayıs 2008’de yürürlüğe giren düzenleme ile kadın ve erkekler için prim gün sayısı 7200 güne çıkarıldı. 30 Nisan 2008’de işe başlayanlar SGK’li ise 7200 prim günüyle, BAĞKUR’luysa 9000 prim günüyle emekli olabileceklerdir.
- Kılıçdaroğlu döneminde emeklilik yaşı 38, 43, prim günü 5000 gün
- AKP döneminde 58, 65 ve prim günü 7200 ve 9000 bindir.
Buna göre Kılıçdaroğlu döneminde açığın çok daha yüksek olması gerekir. Yine emekli aylık bağlama oranı yüzde 70’lerden yüzde 28’lere düştü. Bunlara rağmen Kılıçdaroğlu’nu suçlamak için insanın utanma duygusunu kaybetmesi lazım. Kara delik varsa sorumlu AKP’dir. Hala Kılıçdaroğlu’nu suçlamak büyük bir yalandır, iftiradır, bühtandır. Sağ parti iktidarları dahil bütün hükümetler Genel Başkanımızın hakkını teslim etmişken, hakkında hiçbir iddia yokken, AKP’nin yaptığı bir acizliktir ve bir çaresizlik göstergesidir. Ayrıca Sayın Erbakan da, Sayın Demirel de bu durumu teyit etmiştir.”
Devletin batmasından siyasiler mi yoksa SGK Genel Müdürü mü sorumlu?
“Burada büyük bir trajikomik durum var. Ülkeyi ya da SGK’yi kim yönetir? Hükûmet yönetir, bakanlar yönetir, siyasetçiler yönetir. O dönem ülkeyi yönetenler Süleyman Demirel, Çiller, Mesut Yılmaz, Erbakan değil, Kılıçdaroğlu’na sorulur. Bu mantığa göre Sayın Bakan, siz aradan çekilin, biz bütçeyi ya da eleştirilerimizi SGK Genel Müdürü’ne yapalım. Sayın Bakan, Sayın Cumhur İttifakı üyeleri çıkın aradan. SGK Genel Müdürüne lafımızı söyleyelim, olur mu? Bir an düşünün. Ya da AKP’nin en çok övündüğü şey duble yollar. Bu mantığa göre Karayolları Genel Müdürünü kutlamamız lazım, onun övünmesi lazım. Peki ismini bilen var mı? Ya da 3. Havalimanını bürokratlar mı yaptı, Erdoğan mı?”
İşçi, işsiz ve emekli düşmanı bir iktidarla karşı karşıyayız!
“Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin en büyük mağdurları hiç kuşkusuz emekliler. Emekliler yıllar içinde haklarından çok büyük kayba uğradılar. Yaş ve primlerle ilgili yapılan düzenleme, emeklilik yaşını çok ileriki yaşlara atarken, çok daha önemli bir konu, aylık bağlama oranı emekli vatandaşların ciddi bir hak kaybına uğramasına neden oldu. Eskiden bir çalışan emekli olduğunda başını sokabileceği bir ev alır, kalan parasıyla evladına çeyiz alır, düğün yapabilirdi. Şimdi emekli birinin bir ev alması hayal bile değil. Bu durumun sebebi bu iktidar döneminde getirilen aylık bağlama oranıdır. Kısaca emekliye düşman bir iktidarla karşı karşıyayız. Emekliler asgari ücretin altında maaş alıyor. İnsan Allah’tan korkar. Bir esnaf asgari ücretin altında maaş verse suç ama devlet emekliye asgari ücretin yarısı kadar maaş veriyor. Burada bir ayıbı da sizlerle paylaşmak isterim. Devletin resmi kayıtlarına göre 7 milyon 578 bin 123 kişi aylık 1192 TL ile geçimini sürdürmeye çalışıyor. Aylık bağlama oranlarından dolayı dünyada olmayan ucube bir sisteme karşı karşıyayız. Bu ucube sisteme göre daha fazla prim ödeyen daha fazla yıl çalışan bir çalışanın emekli aylığı düşüyor, daha fazla çalıştıkça daha az emekli maaşı alıyor. Çalışmak zorunda olanlar kayıt dışına geçiyor ve EYT’li olarak hayatına devam ediyor. Adeta şaka gibi, dünyada örneği olmayan bir sistem. AKP işçi, emekçi düşmanı derken tam da bunu söylüyoruz. Devlet hem daha az prim topluyor, hem de kayıt dışılığın önünü açıyor.”
AKP’nin “en düşük emekli maaşı 2 bin 523 TL” sözü büyük bir yalan!
“Türkiye emekliler platformunun verilerine göre emeklilerin; %82,7’si emekli aylıklarının yetersiz olduğunu, %55,6’sı kredi ve kredi kartı borcu olduğunu söylüyor. Emeklilerin en çok tükettiği gıda maddesi %82 ile ekmek iken, %73,5 ise geliri ile istediği gıdayı alamıyor. 40 yıl devlete hizmet etmiş emekliler kuru ekmeğe talim ediyor. Emekliler artık 2. el eşya pazarından paltosunu, ceketini alıyor. Küresel emeklilik endeksinde, Türkiye emeklilere sunulan yaşam ve refah bakımından Dünyada sondan 5. sırada. Bir de emekli maaşları konusunda büyük bir manipülasyon var. SGK aylık istatistiklerine göre en düşük emekli aylığı 2 bin 523 lira. Ancak bu da büyük bir yalan. Aylık 1500 TL emekli aylığı alan çok sayıda emekli var. Şimdi 1500 TL SGK verilerinde abra kadabrayla 2 bin 523 TL’ye yükseltiliyor. O zaman soralım: Aradaki 1000 TL nerede?”
Artık emekliler yazın sıcakta, kışın soğukta parklarda oturuyor
“Emeklilerle ilgili bir diğer konu: Emekli ikramiyeleri. Bunu da unutmayalım Kemal Kılıçdaroğlu verdi. 2018’den itibaren 1000 TL bayram ikramiyesi verilmeye başlandı. Zam gelmeyen bir şey yok: gıda ürünlerine, doğalgaza, elektriğe, her şeye zam geldi. Zam gelmeyen tek şey emekli ikramiyesi. 100 TL ikramiyeye zam verildi. Zam değil sadaka adeta. Emekli artık bayramda el öpmeye torunu gelecek diye korkuyor. Emekliler atık çay ocaklarında, kahvelerde oturamıyor. Çay içecek durumda değil. Artık emekliler yazın sıcakta, kışın soğukta parklarda oturuyor. Ayrıca emeklilerin yüzde 50’si ya iş arıyor ya da çalışıyor. Kısaca emekliler insan onuruna yakışmayacak bir yaşam sürdürmeye çalışıyor. Bu utancın sahibi emekliler değil, onları 19 yıldan beri yönetenlerdir.”
Emeklilikte yaşa değil, emeklilikte AKP ve MHP’ye takılanlar var
Gelelim EYT meselesine. Bir futbol maçını düşünün. Oyunun kuralları belli, maç başlıyor. Maçın ortasında deniyor ki kuralı değiştirdim, elle gol atmak serbest. EYT’lilerin durumu tam da böyle. İşe girerken kurallar belli ne kadar prim ödeyeceği, ne kadar çalışacağı, işe başlama günü belli. Örnek olarak, 1998 yılında işe giren bir işçi 2023 yılında emekli olma hakkına sahipken,1999 yılında çıkarılan bir yasa ile emekliliğinin 15 yıl sonraya 2038 yılına ertelenmiştir. Emeklilikte Yaşa Takılan vatandaşlarımızın sayısı, Aralık 2021 sonu itibariyle 4 milyon 805 bin 140 kişidir. Bu insanların hepsinin aynı anda emekli olması da mümkün değil. Ayrıca 45 yaşında emekli olacağı söylemi ve çift maaş da çok büyük yalan. EYT ile ilgili burada bulunan AKP hariç tüm partiler seçimden önce çözüm sözü verdiler. Gelin hep beraber bunu çözelim. Ayrıca MHP’nin bu sözünde duramadığını da belirtmek isterim. Dolayısıyla emeklilikte yaşa değil, emeklilikte MHP’ye takılanlar var. Tüm siyasi partiler 3600 Ek Gösterge için söz verdi ancak bu da yalan oldu. Memurlar resmen kandırıldı. Bu sözden 1261 gün geçti, yani 3 yıl 5 ay 12 gün geçti. Edirne'den Kars'a, Jüpiter'den Mars'a eğer adalet varsa çıksın artık bu yasa.”
Ucuz iş gücünde Çin’i solladık. Asgari ücretlimiz Çin’den 92 dolar daha az kazanıyor
“Asgari ücretli hayat pahalılığından, enflasyondan en çok etkilenen kesim. Avrupa’da, Arnavutluk’tan sonra en düşük asgari ücret veren ülke Türkiye. Bir başka durum, asgari ücret olağan ücret haline gelmiş durumda. Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranı tüm çalışanlar içinde yüzde 43 (gerçekte yüzde 57). Ayrıca dünyanın en ucuz iş gücü olarak bilinen Çin’de dahi asgari ücret 385 dolar iken, 3 Kasım itibariyle Türkiye’de asgari ücret 292 dolar. Burada geçtiğimiz günlerde MHP Milletvekili Plan Bütçe Komisyonu Başkanvekili Sayın İsmail Faruk Aksu, “asgari ücretten vergi kaldırılsın” açıklaması yaptı. Buradan Sayın Aksu’ya çağrı yapıyorum. Getirin teklifinizi, ilk imzayı ben atacağım. Hemen şimdi hazırlayalım kanun teklifini. İlk maddesi “gelirlerin asgari ücret kadar olan kısmından vergi alınmamalı” olsun. Bir başka konu asgari ücretlinin temel gıda ürünlerine göre durumu. Geçen yılın Ekim ayından 2021 Ekim ayına asgari ücretlinin sofrasından en az. 149 kg domates, 358 kg patates, 56 paket makarna, 63 kg tavuk eti azalmış durumda. Asgari ücretli bu kış evini ısıtmak için geçen yıla göre 700 kg daha az kömür alabiliyor.”
Sayın Bakan işsiz gençlerin vebali üzerinizde
“Türkiye’de geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyonu geçmiş durumda ve bu tarihimizin en büyük oranı. Hele hele genç işsizliği korkunç boyutlara ulaşmış durumda. TÜİK’e göre her üç gençten biri işsiz. Sokağa göre ise her iki kişiden biri işsiz. Sayın Bakan siz yeni bir bakansınız. İşe alımlarda liyakati esas kılmalısınız, vakıf üyeliği veya tarikat üyeliğini değil. Üzerinizde işsiz bütün gençlerin vebali var. En çok Sayın Bakan sizin üzerinizde bu vebal. Çalışma Bakanı olarak, kamu alımlarında mülakatı kaldırmalısınız. Bir tarafta dayısı olanlar işe yerleşirken ve kamuda 3-5 maaş alanlar varken fakir fukara çocuklarının kamu kurumlarının önünden bile geçememesi en hafif tabirle yazıktır, günahtır. Sayın Bakan, siz göreve geldiğinizde çalışma yaşamından geldiğiniz için sendikacılar sizden umutluydu. Ancak kamu görevlilerinin toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanma şartına yüzde 1 örgütlenme şartı getirilmesi memur sendikalarına darbedir, bunu lütfen bir kez daha tartışalım. Ayrıca “merdiven altı sendikacılık” deyimi her türlü olumsuzluk ve korkuya rağmen örgütlenmeye çalışan sendikalara haksızlıktır. Memurlar grevli toplu sözleşme hakkından yoksunken şimdi bir de yüzde 1 baraj şartı sendikacılığı bitirmektir. Ayrıca bu Anayasa’nın eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır. 4688 Sayılı Yasa’ya da aykırıdır.”
Dünya yapay zekâda devrim yapıyor, Türkiye yerinde sayıyor
“Dünya yapay zekâ ve robotik gelişmeler konusunda devrim yaparken Finlandiya, Kanada ve İsviçre gibi bazı ülkeler tüm vatandaşın çalışma zorunluluğu olmadığı bir sistem gerçekleştiriyor. Robotik gelişmeler bu hızla devam ederse hesaplamalara göre Sayın Bakan 2030’lu yıllarda dünya nüfusunun yüzde 10’u işsiz kalacak. Yine bu çalışmalara göre 2040’lı yıllarda bu rakam dünya genelinde yüzde 20’yi bulacak ve artık, çalışma yaşamı bu sebeplerle dört saatten dört gün çalışma şeklinde evrilecek. Bütün bu teknolojik gelişmeler hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline dönüşürken evrensel temel gelir de hayatımızın bir parçası olmak zorunda kalacak. Fakat dünya üzerindeki gelişmiş ülkelerde yaşam standartlarını ve refah seviyesini artırmaya yönelik bu gelişmeler, ne yazık ki Türkiye gibi ciddi anlamda cari açık veren bir ülke için önümüzdeki yıllarda çok büyük bir sorun hâline dönüşecek. Dünyada işsizliğin yüzde 20’lere kadar çıkması, evrensel temel gelirle işsiz kalan bu insanların desteklenmek zorunda olması anlamına geliyor. Dünya, teknolojik ve robotik gelişmelerde bu hızla ilerlerken yarın için bile işsizlikle mücadele konusunda bir çözüme yönelik eylem planı olmayan ülke yaratıldı. Dünya, dijital alanda, iş sektöründe devrim niteliğinde çalışmalar yaparken biz Avrupa ülkeleri arasında en düşük brüt asgari ücret veren 2’nci ülkeyiz. Teknoloji ne kadar hızlı ilerliyor ki robotlaşma sayesinde biz insanlar ihtiyacımız olan yaşam standartlarını üretmek için kolektif bir şekilde haftada sadece on beş saat yani günde üç saat çalışarak bütün ihtiyaçlarımız üretmiş olacağız. Ama bu, Türkiye’de değil gelişmiş ülkelerde olacak. Türkiye’deyse sadece işsiz ordularımıza yeni işsiz eklenecek. Çünkü AKP iktidarı bu ülkenin geleceğini de çaldı, umutsuz nesillerimiz de gelecek.”
İktidarımızda uzaktan çalışan sendikalı olacak
“Toplum Yararına Çalışma Programı Türkiye İş Kurumu tarafından uygulanan bir program, Türkiye İş Kurumu Başkanı burada açıklama yapacak, bu programdan kaç kişinin yararlandığını belirtecek ama belirtmediği bir husus var, çok sorduk, il, ilçe bazında hangi belediyelerin, kurumların, bakanlıkların bu programdan yararlandığına ilişkin bilgi verilmeyecek. Biz buradan dört senedir sürekli bu soruyu yazılı olarak soruyoruz, cevap dahi alamıyoruz. İşçilerin parası nerede? Nasıl harcandığı konusunda bilgi alma hakkımız yok mu? Bunu da sizin takdirlerinize sunmak istiyorum. Sayın Bakan, tekrar soruyorum: Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamındaki il ve ilçe belediyeleri hangileri? Bu program çerçevesinde TYP projeden faydalanmıştır, yıllar itibarıyla sayıların tarafımıza verilmesini talep ediyorum. Biz geleceği düşünüyoruz, biraz da yapacaklarımızı söyleyelim: Uzaktan çalışma bir sömürü çarkına dönüştü, dört duvar arasında fatura çalışandan, internet masrafı çalışandan, yemek parası çalışandan, printerın mürekkebi çalışandan alınıyor. Uzun çalışma süresinde mesai ücreti ödenmiyor, en büyük emek sömürüsü burada işliyor. Eğer çalışana temassız ödeme varsa bizim iktidarımızda temassız sendikacılık kurulacak. Uzaktan çalışanlara özel yıpranma payı verilecek, uzaktan sendikacılığa tabi çalışanlar toplu iş sözleşmesine tabi olacak. CHP, kendi çocuğuna kadro veren rektör gibi değil herkesin çocuğuna iş ve herkesin çocuğuna sendikacılık getirecek.”
Muhalefetteyken taşerona kadroyu, emekliye ikramiyeyi, asgari ücrete zammı verdik
“İktidarımızda biz ne yapacağız: Düşünün, ana muhalefetteyken taşerona kadroyu, emekliye ikramiyeyi, asgari ücrete zammı verdik, iktidarda neler yapacağımızı siz bir düşünün. Emekliye mutlaka Ramazan ve Kurban Bayramlarında bir asgari ücret ikramiye vereceğiz, emekli maaşlarına zam yapılacak ve emeklilerin ekonomik büyüme paylarını almasını sağlayacağız. Çok zaman yok ama aile desteği sigortası kurarak Türkiye’de yoksul hiç kimseyi bırakmayacağız, 3600’ü getireceğiz, taşeronların kadroya geçiş sürecinde yararlanamayan işçilere kadro vereceğiz, EYT sorununu çözeceğiz”